Özgür Özel, Rıza Akpolat’ı cezaevinde ziyaret etti: Bundan sonra anladığınız dilden konuşacağız
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanan Beşiktaş Belediye Lideri İstek Akpolat’ı, Paşakapısı Cezaevi’nde ziyaret etti. Genel Lider Özgür Özel, ziyaretinin akabinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Olağan dışı günler, olmaması gereken işlerle meşgulüz. Siz de bizleri takip etmekle meşgulsünüz. Emeklerinize teşekkür ediyoruz. Gece gündüz bu gündemin peşindesiniz” dedi.
Özel, şunları söyledi:
‘BUNA NASIL YANIT VERİLİRSE O DENLİ VERECEĞİZ’
“Dün söze bile çağırılmaması gereken birisinin, savcılığa bile sevk edilmemesi gerektiği bir sürecin sonunda tutuklama talebine inanamazken İstek Liderimizin tutuklanmasıyla hepimiz hem üzüldük, hem sarsıldık ve büyük bir rahatsızlık içindeyiz. Vilayet başkanlığımızda yaptığımız beş saatlik MYK toplantısının değerlendirmesini yapmıştım. Bunu bir savaş ilanı kabul ediyoruz. Biz, siyasi partilere, o siyasi partilerin seçmenlerine saygımızdan, seçmenlerine hürmetimizden ötürü hürmet duyuyoruz. Lakin bu düşman hukuku uygulayan anlayışa seçmenlerine hürmetten ötürü nasıl hürmet duyacağız, bundan sonrasına artık garanti veremiyoruz. Sonuçta savaş ilan edilmiş bir tarafız. Buna nasıl yanıt verilirse o denli yanıt vereceğiz. Bununla ilgili de bütün yetkili kurullarımızla toplantı halindeyiz.”
‘MAALESEF BU YÜZDEN DE CEZALANDIRILIYOR’
“Bugün liderimiz Paşakapısı Cezaevi’ne sevk edildi. Burası devlet memurlarının bulunduğu bir cezaevi, görüşme talebimizi Sayın Bakana ilettik. Teşekkür ediyoruz. Geçen sefer yaşanan o bir aylık, bir aya varacak dertli süreçten karşılıklı olarak rahatsızlıklarımızı tabir etmiştik. Bugün süratle bu müsaadenin verilmesi kıymetli ancak sonuçta İstek Akpolat’ın bir cezaevinde olmasının kabul edilebilir, izah edilebilir bir tarafı yok. Zira ilgili kanuna nazaran ihale sorumlusu değil, imzası yok. Biraz evvel kendisiyle ayrılırken son olarak söyledik ve acı acı gülüştük. Dedi ki ‘Bir örgüt mensubu olmakla suçlanıyorum. Örgütünü öbür elemanlarıyla nezarette tanıştım.’ Altısıyla, yedisiyle birlikte bir koğuşta kalıyor artık. Hem suç örgütü lideri olan kişiyle, İhsan Aktaş’la, hem de bu örgüte dahil edilen herkesle nezarethanede tanışıyor. Ne bir telefon görüşmesi, ne bir ortaya gelmesi, ne bir baz kaydı, ne bir görgü şahidi… Hiçbir şey yok. Böylesine büyük bir palavra ve iftara ile karşılaştığı için de son derece üzgün. Lakin şunu söylüyor ki o denli de gördüm. Hatasız olmanın ve haklı olmanın direncini, ona verdiği gücü hissettim. Sıhhat durumu yeterli, yalnızca günlerdir uyuyamamış olmanın verdiği bir yorgunluk var. Onun dışında morali yerinde. Bu işin sonundan aklanarak çıkacağına hiçbir kuşkusu yok. Bizim de bir kuşkumuz yok. Ancak bir kurgu var. Genç bir siyasetçi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin rekor oyla Beşiktaş’ta seçilen başkanı, maalesef sırf da bu yüzden cezalandırılıyor.”
‘HİZMETLERİN AKSAMAMASINI İSTİYOR’
“Dışarıya selamlarını iletti benim kanalımla. Birinci selam ailesinden evvel Beşiktaş Belediyesi çalışanlarına. Gösterdikleri dayanışmadan ötürü teşekkür ediyor. Onlara şunu söylüyor; ‘Beşiktaşlı 7 bin kişi aş konutumuzdan, halk marketimizden, halk kartlarımız ile yararlanıyor. Beşiktaş’taki 7 bin fakir size emanet. O hizmet aksamasın’ diyor. Kreşteki çocukları, Beşiktaş Belediyesi’nin yurtlarında kalan öğrencileri hem kucaklıyor, hem selamlıyor. ‘Onlarda tam bir memnuniyet var. Bu hizmetler sakın aksamasın’ diyor. En kısa vakitte çıkacağına lakin bu itirazla, fakat takip eden süreçte özgürlüğüne kavuşacağına, işinin başına döneceğine kuşkusu yok. O gün için de sabırsızlandığını söylüyor. Ailesine olan selamlarını ben şahsen babasına, annesine, eşine ileteceğim. Cumhuriyet Halk Partisi örgütüne ve ona sahip çıkmak için günlerce soğukta, buzda bekleyenlere, dün orada sabahlayanlara, dünkü büyük kalabalığa şükranlarını sunuyor.”
‘SÜRECİ İKTİDARI DEVRALMAK ÜZERİNE KURGULADIK’
“Biz bundan sonraki süreci kendisine anlattık. Bundan sonraki süreçte elbette miting de olacak, elbette protestolar da yapılır icap ettiği günde, yerde ancak bundan sonra o denli bu sıkıntıya reaksiyon göstermeyi filan aşan bir yerdeyiz. Şahsen İstek Liderin şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partililerin, kendilerinin ve ailelerinin itibarsızlaştırma süreci ile karşı karşıyayız. Hatasız, günahsız birisine, bir kurgu ile alakasız irtibatlar kurmaya çalışarak, efendim ‘arabanı sattın, kasko fiyatının üstünde sattın.’ Bana getirsinler kasko fiyatından otomobil satan bir tane örnek. Milyarlık bütçeleri yöneten insanları otomobilini 300 liraya filan satmakla suçluyorlar. Bu kurallar altında bu iktidara muhalif kimsenin ve bu ülkedeki kimsenin anayasal, can güvenliği, mal güvenliği, en kıymetlisi bu devlete emanet olan prestijleri artık teminat altında değil. Bu vakitten sonra atılacak her adım bir an evvel sandığı getirmek, koymak ve bu iktidardan kurtulmak üzerinedir. Süreci iktidarı devralmak üzerine kurguladığımızı söylemiştim. Lidere da söyledim.”
‘BU KADARINI GÖRMEDİK’
“Başkana bugün hepimiz ismine gelip burada bedel ödemek düştü. Lakin yalnızca iktidara tutunabilmek için, gündemi ele alabilmek için, dehşet salabilmek için, çağırdığı, partisine davet ettiklerine ‘Orada inançta değilsiniz, bak bu hale düşersiniz, bana gelin’ diyebilmek için bir tenezzül sıkıntısı ile karşı karşıyayız. Tenezzül ettiler, buna da tenezzül ettiler. Yoksa neler gördü bu parti? Genel Liderleri mahpus yatmış, her genel başkanı, ben dahil linç teşebbüsüne uğramış daha vazifesinin ikinci ayında. Suikast teşebbüslerine uğramış, kurşunlar atılmış, en ağır bedeller ödemiş, Kurtuluş Savaşı’ndan gelen, darbelerden gelen bir partide vilayet liderleri katledilmiş, ilçe liderleri öldürülmüş, üyeleri öldürülmüş bir parti. Çok zorluk gördük. Lakin bu kadarını görmedik. Cumhuriyet tarihinde kimse bu kadarına tenezzül etmemişti. Bu bir tenezzül problemi arkadaşlar. O yüzden ne muamele ile karşılaşıyorsak o denli mukabele edeceğiz.
‘BUNDAN SONRA ANLADIĞINIZ LİSANDAN KONUŞULACAK’
“Ben iktidarımızdan kimseni korkmamasını daima söyledim. Tekrar söylüyorum. ‘Kaybedeni olmayan bir seçim’ dedim, ‘Türkiye kazandı’ dedim. Kazandığım seçimde dönüp de ‘Biz kazandık’ bile demedim. ‘Bu bir zafer akşamı değil misyon akşamıdır’ dedim. ‘Daha çok çalışacağız’ dedim, ‘Kimse berbat hissetmesin’ dedim. CHP iktidara geldiği gün de birebir konuşmayı yapacağımdan emin olun. Kimse tasa etmesin fakat bu tenezzül edenler, bu tenezzül edenlerin talimatıyla güzelim mesleğine, vicdanına ihanet edenler, palavra olunduğunu bile bile kurguya alet olanlar, kanunsuz buyrukları uygulayanlar ve kurgulayanlar, buna tenezzül edenler; siz korkun kardeşim. İktidarımızdan korkun. Koktuğunuz için yapıyorsunuz ya bunları, elinizden geleni arkanıza koymayın. Savaş ilanınızı görüyorum ve kabul ediyorum. Bundan sonra anladığınız lisandan konuşulacak. Bundan evvel seçmeninize hürmetten, millet seçmiş ya, kaygımızı biz uygun anlatamamışız, sizi seçmiş. Ne kadar berbat olduğunuzu anlatamamışız, sizi seçmiş. Fakirden oy alıp, onların sırtına basacağınızı, yalnızca bu zenginleri koruyacağınızı biz anlatamamışız, sizi seçmiş. Kusuru kendimizde gördük. Seçmeninize hürmetten, üyenize hürmetten, aş isteyeni zorla üye yapıyorsunuz, iş isteyeni zorla üye yapıyorsunuz. Garibanın anasını, danasını zorla üye yapıyorsunuz. Size üye olmadan bir şey olmuyor ki. Üyenize saygımızdan sizin bütün makus sözlerinize, bütün şeytanlaştırmalarınıza, ötekileştirmelerinize karşın biz bir siyasetçi nasıl olması gerekiyorsa o denli olmaya çalıştık. Muhataplarımıza o denli davrandık.”
‘HAK ETTİĞİNİZ ÜZERE MUAMELE GÖRECEKSİNİZ’
“Bundan sonra da biz, biz olmaktan çıkmayacağız. Fakat siz hak ettiğiniz üzere muamele ve mukabele göreceksiniz. Hepinize teşekkür ediyorum arkadaşlar. Uzunca bir müddet buradayız. İstanbul’dayız. Kurtarma iradesi bu ülkenin birinci genel liderinin gönlüne İstanbul’da düştü. Yola da buradan çıktı. Sonra Samsun’a çıktı. Sonra bütün Anadolu’yu örgütledi. Evvel kurtardı, sonra demokrasiyi kurdu. Bizim de bundan sonraki sürecimizin başlangıç iradesi İstanbul’da bugün ve bundan sonra yapacağımız toplantılarla şekillenecek. 2025 yılı bu ülkenin kurtuluş yılı olacak. Elimizden geleni yapacağız. Başaracağız. Tut ki başaramadık, bunu denemiş olmanın, buna zorlamış olmanın, üstümüze düşen her şeyi yapmış olmanın onurunu taşırız. Lakin eninde sonunda uygunluk kazanır. Ben içeride düzgün bir beşerle kucaklaştım. Yanımda âlâ bir insan var. Bugün yeterli beşerlerle toplantı yaptım. Burada âlâ beşerler var. Kötülük eden kötülük bulur. Bundan sonra o berbatlar korksun. Teşekkür ediyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
