İmamoğlu’ndan ‘pışık’ açıklaması: Kim alındıysa umurumda değil
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında 7 yıl mahpus ve siyasi yasak talep edilen davadan projelere, aktüel siyasetten CHP içindeki tartışmalara kadar bir çok mevzuda gündemi kıymetlendirdi.
Sözcü TV’de Uğur Dündar’ın sunduğu programa katılan İmamoğlu, hakkında açılan davaya ait “Bu sorunun artık trajikomik bir hale geldiğini söylemek lazım. Türkiye’de davanın bir mühlet ortalaması vardır. Şu müddette bu dava sonuçlanır, birtakım hukuksal tabirleri de aklımda tutamıyor olabilirim. İşte; 400 günde dava sonuçlanır. Bizim bu davamız 733. gününden gidiyor, latife gibi” dedi.
Danıştay’ın ‘soruşturmaya gerek yok’ kararına karşın müfettiş görevlendirildiğini tabir eden İmamoğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:
SOYLU’NUN ADRESE TESLİM KARARI: 2015’te Beylikdüzü’nde 280 bin TL civarında bir bedeli olan ihaleden ötürü, ihaleye fesat karıştırmak üzere bir cürümden bize soruşturma süreci var. Bu bahis Danıştay’dan bize ve kurumdaki başka çalışanlara “Soruşturmaya gerek yoktur” kararı çıkmış olmasına karşın 2021 yılında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adrese teslim yolladığı bir müfettişle gelip, hatta benim 30 yıllık şantiyelerime, 25 yıllık inşaatlarımın belgelerini dahi isteyerek, sanki “Ne bulabilirim?” diye, bula bula bunu buldular.
ZORLAMA DAVA: Buradan bir dava açtırdılar, zorlama bir davadır. Bir savcılık üzerinden dava açıldı. Bu da görülmeye başlandı. Ekim ayında birinci mütalaası beklenilen savcı orada mütalaa vermedi, mühlet istedi. 40 güne yakın uzatıldı mühleti lakin yeniden vermedi. Kasım ayında rapor aldı. Yeniden bir 40-45 gün uzatıldı.
Ocak ayının başında yani bugün bu seferde “Hazır değilim” dedi. Ne hikmetse bu sefer 90 günün üzerinde 11 Nisan’a galiba müddeti uzatıldı.
MAĞDUR EDEBİYATI SEVMİYORUM: Birinci diyorum ki bundan şad olan siyasetçiler olabilir. Bu aslında bir siyasetçiye kötülük yapan, vicdanı işlediğinde vatandaşımızın haksızlık, kötülük yapılan beşere sahip çıkma huyu vardır. Ben artık bu mağdur edebiyatını sevmiyorum. Bundan hüzün duyuyorum, nitekim hüzün duyuyorum. Bazen yüzüme vuruyor. Bu cennet vatanda bu hoş ülkede, uygun yetişmiş insanlarının bolluğunun olduğu bir ülkede biz buna neden maruz kalıyoruz.
BAZEN UNUTUYORUM: Bir yargı kılıcı niçin Ekrem İmamoğlu’nun başının üstünde sallansın isteniyor? Malum bir tanede istinafta bir mahkeme var. Artık bazen unutuyorum, orada o denli bir şey olduğunu. Esasen unutmazsam işimi yapamam. Bugünkü davayı bile bana avukatım dün hatırlattı. Yani benim gündemimim dışında sonuçta arkadaşlarımız takip ediyor. Ne yazık ki sonuçlanmadı. 733. günden giden bir davanın içindeyiz. Niçin 90 gün uzatıldı? Üçüncü defa mütalaa vermeyen savcıya “Ya kardeşim 20 gün sonra getir” niçin denmedi?
BİLİRKİŞİ RAPORLARININ TAMAMI LEHİMİZE: Zihinde bunları sorguluyorum. Uzman raporları bir tane ile yetinmediler, öbür eksper raporu da istediler. Uzman raporlarının tamamı lehimize. Yani bu evrakta hiçbir şey yoktur İmamoğlu ve çalışanları aleyhine. Uzman raporlarına karşın savcı mütalaasını veremiyor. Birinci başta 7 yıl mahpus cezası ve siyasi yasak olarak gündeme gelen bir evrak.
AYAĞINI KAYDIRMAK İSTEYENLER: Niyeti makûs olup da kim “Pışıktan” alındıysa umurumda değil. Lakin orada verdiğim bildirisi esasen konuşmayı dinlerlerse aslında gayenin ne kadar kıymetli olduğunu ve bizim mutlak başarılı olmamız gerektiğini, bununda elbirliği, omuz omuza olması gerektiğini… Partili arkadaşlarımda mesaj vererek, belediye başkanı arkadaşlarıma da 7/24 çalışarak uğraş etmeleri gerektiğini tabir eden bir konuşma yaptım.
Silivri’de bugün toplam toplam bedeli 1 milyar 700 milyon olan inanılmaz bir altyapı projesinin temel atmasını yaptık, İSKİ’nin ve bunun eği olarak dedim ki arkadaşlar; Bakın bu arkadaşlarıma çelme takmak isteyenler ya da onların ayağını kaydırmak isteyenler olabilir.
BUNDAN VAZGEÇİN: Bu niyette olanlara ne partililerimiz fırsat verir ne de vatandaşlarımız. Bu makûs niyetli insanlara diyorum ki durun bundan vazgeçin. Onlara “Pışık” diyorum.
(HABER MERKEZİ)
