Davutoğlu: Bana şahsi bir mesaj iletildiğinin farkındayım
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Yeni Yol küme toplantısında yaptığı konuşmada “milletvekili transferi” nedeniyle AK Parti’yi eleştirdi. “Onlar bu kongre ile ‘bizim iktidarımızı sürdürebilmemiz için 360’ı bulmamız gerekiyor; bu sayıyı temin etmek üzere talimatla el kaldıracak kuklalar lazım’ bildirisi iletiyorlar” diyen Davutoğlu, “Niyetinizi biliyorum ve bu iletiye yanıtım da açıktır. Yılmadım, yılmıyorum, yılmayacağım. Hakkı söylemeye devam edeceğim. Küçük menfaatler için bu seyahatte bizi yalnız bırakanlar, hırs ile süreksiz makamlara oturanlar, endişe ile köşelerine çekilenler utansın. Biz bu yola gemilerimizi yakarak çıktık; geride bir sandalımız dahi yok ki korkalım; gemileri olanlar korksun” sözlerini kullandı.
Davutoğlu’nun açıklamaları şöyle:
ÜÇ KRİTİK EŞİK: Geçen hafta burada bir ay içindeki üç kritik eşikten bahsetmiştim. Birincisi 23 Şubat iktidar partisinin kongresi, ikincisi Sayın Bahçeli’nin girişiminin nihai tarihi üzere görülebilecek 21 Mart Nevruz, üçüncüsü ana muhalefet partisinin cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapacağı ön seçimin tarihi olan 23 Mart. İktidar partisinin kongresi ülkemizde siyasetin ahlaki bedeller bağlamında ne kadar çölleştiğini açık bir formda ortaya koydu. Kelamın tükendiği günlerden geçiyoruz. Bu kongre ile verilen bildirileri ve bizim yanıtlarımızı kamuoyunun vicdanına sunmak istiyorum. Biz aylardır dünyanın ülkemizin merkezinde bulunduğu büyük bir krizin içinden geçmekte olduğunu, bu süreçte her tıp geçmiş ihtilafı geride bırakarak milletimizin istikbali ve devletimizin bekası için istişareye ve katkı yapmaya hazır olduğumuzu tabir ettik. Yüz yüze görüşme taleplerimize karşılık alamadığımız için başta Trump idaresinin seçilmesinden evvel ve sonra Suriye, Filistin ve Irak’taki olası gelişmeler olmak üzere görüşlerimizi Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Bahçeli’ye ve Sayın Dışişleri Bakanına mektuplarla ilettik.
BİZE OLDUĞU ÜZERE GÖRÜNEN, GÖRÜNDÜĞÜ ÜZERE OLAN ŞAHSİYETLER KÂFİ: Onlar bu kongre ile ‘bizim iktidarımızı sürdürebilmemiz için 360’ı bulmamız gerekiyor; bize yeni vizyon, ufuk, fikir ve istişare değil, bu sayıyı temin etmek üzere talimatla el kaldıracak kuklalar lazım’ iletisi iletiyorlar. Bu bildiriye bizim yanıtımız net ve açıktır. ‘Bir yekun içinde yazılıp çizilmeyi içlerine sindirenler sizin olsun; bize ‘durun kalabalıklar diyecek Elif üzere dik ve omurgalı siyasetçiler kâfi.’ Yalnızca sayılardan ibaret olan robotlar sizin olsun, bize ‘olduğu üzere görünen, göründüğü üzere olan’ şahsiyetler kâfi. Onlar bu kongre ile ‘bize siyasi ahlak prensiplerinden bahsetmeyin, elimizdeki güç ile herkesi kendimize benzetiriz; bize katılanları da ilkesizliğe mahkûm ederiz’ iletisi gönderdi. Bu bildiriye da karşılığımız net ve açıktır. Biz asla size benzemeyeceğiz. Asla size benzemeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun kendimiz kalacak, kendi inandığımız kıymetleri yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz. Siz prensipsizlik ve kaygı imparatorluğu ile siyasi iklimi çölleştirebilirsiniz, biz bu çöllere dahi muhabbet ve kıymet tohumları ekmeye devam edeceğiz. Sizin çölünüze razı olanlar sizin olsun, çöle bıkmadan usanmadan ahlak tohumları ekenler bize kalsın.
BANA ŞAHSİ BİR İLETİNİN İLETİLMEKTE OLDUĞUNUN FARKINDAYIM: Onlar bu kongre ile ‘biz ideolojilerinden, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak ister muhafazakâr ister seküler ister milliyetçi ister liberal olsun herkesi kendimize ram, otoriter sistemimize köle ederiz; kimse bize direnemez, muhafazakarlara nas der, milliyetçilere tarihi dizi izletir, sekülerlere yeni anayasa masalları okur, hepsini de mevki makam ve güç ile aldatır, dediğimizi yaptırırız’ diyor. Bizim karşılığı bildirimiz tekrar açık ve nettir. Bundan sonra saflaşma ideolojiler temelinde değil, şahsiyetler temelinde olacaktır. Kur Muhafazalı Mevduat ile Nas’ın hoyratça çiğnenmesine razı olan muhafazakârlar, ‘Aptal olma’ mektubuna sessiz kalan milliyetçiler, niyet suçluları ile doldurulan hapishanelerden rahatsız olmayan çağdaş sekülerler sizin olsun. Biz insan onuru ile taçlanmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı temelinde buluşan şahsiyetli ve demokrat muhafazakârlar, milliyetçiler ve sekülerlerle yeni bir Türkiye inşa etmeye hazırız. Ve nihayet bana şahsi bir iletinin da iletilmekte olduğunun farkındayım. Siz sembolik bir adımla Kent Üniversitesinin onurlu mirasını da yıpratmak üzere bir atak yaptınız. Bu yolla ‘biz en argümanlı karşıtlarımızı bile hizaya sokar, argümanlarını unutturur ve kendimize hizmetkar ederiz’ iletisiyle beni yıldıracağınızı sanıyorsunuz.
BENİ TANIMAMIŞSINIZ: Ben sizi tanıyorum fakat siz beni tanımamışsınız; Niyetinizi biliyorum ve bu bildiriye karşılığım da açıktır. Yılmadım, yılmıyorum, yılmayacağım. Hakkı söylemeye devam edeceğim. Tek başıma kalsam dahi savunduğum pahalar ismine hoş bir örnek olma gayretini sürdüreceğim. Bütün bu çileli seyahatte başım öne hiç eğilmeyecek. Küçük menfaatler için bu seyahatte bizi yalnız bırakanlar, hırs ile süreksiz makamlara oturanlar, endişe ile köşelerine çekilenler utansın. Biz bu yola gemilerimizi yakarak çıktık; artta bir sandalımız dahi yok ki korkalım; gemileri olanlar korksun.
Ey iktidar sahipleri. Hani bugünlerde öldükten sonra şu halde yahut bu formda anılmak istiyorum diyorsunuz ya. Bilin ki tek tek şahsiyetlerini yok ettiğiniz bireyleri transfer ederek yozlaştırdığınız gücü ebedi hale getirmeye çalışmak sizin hayırla anılmanıza vesile olmayacaktır. Siz, insan onurunu ayaklar altına alan yasaklarla, insanı beşere kul eden yoksullukla, kul hakkını yok ederek insanı barbar bir talancıya dönüştüren yolsuzluklarla anılacaksınız.
YENİLENME DEĞİL, TASFİYE: İki tarihi ihtarda bulunmak istiyorum. Birinci ihtarım iktidar partisinin MKYK’sına seçilen üyelerine. Yeni misyonunuz güzel olsun. Ben benim de geçmişte başında bulunduğum ve şu anda ülkemizi yöneten partinin yöneticilerinin başarılı olmasından rahatsız olmam. Size evvel küçük bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim. Elinize sizin de içinde bulunduğunuz şimdiki MKYK listesini alın yanına da AK Parti’nin 1. MKYK listesini ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten evvelki son liste olan 12 Eylül 2O15’deki 5. Olağan Kongredeki MKYK listesini alın ve karşılaştırın. Şunu göreceksiniz. 75 kişilik listede 1. Kongre’den yalnızca bir kişi… Hayati Yazıcı kalmıştır. O da Beştepe’deki sorumsuz tam yetkili danışmanların AK Parti üzerindeki vesayetinin sözcüsü olan hikmeti kendisinden, gücü Soros dahil şaibeli mahfillerden menkul birinin verdiği ayarla tweetini silmek zorunda kalmıştır. Kendi başbakanları aleyhine hiçbir münasebet göstermeden yetki sınırlamak üzere imza toplayan ve evvel ‘düşük profilli başbakanlık sistemine’ sonra da ülkemize giydirilmiş bir mecnun gömleği olan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişi sağlayan 5. MKYK’dan ise yalnızca 9 isim kalmıştır. Düşük profilli başbakan da TV kanallarında ‘başbakanı devirmek için örgütlendik’ diyerek çeteci vesayeti itiraf eden eski İçişleri Bakanı da, Merkez Bankası’ndan 128 milyar doları buharlaştırdıktan sonra instagram bildirisi ile istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı da bu listede kendilerine yer bulamamışlardır. O gün talimatla imza atan 47 üyenin 38’i de da vakitle tasfiye edilmişlerdir.
AK PARTİ’NİN HAFIZASI TASFİYE EDİLDİ: Heyecanla vazifeye başlayan MKYK üyelerine sesleniyorum. Bu tablo tek bir şeyi gösterir. MKYK üyeliği iktidar için bir payanda olmaktan ibarettir. MKYK üyeleri kullanım miatları dolduğunda geçmişte ne yapmış olurlarsa olsunlar bir kenara konurlar. Bu bir yenilenme değil, tasfiyedir. Bilhassa son üç kongredeki tasfiyelerle AK Parti’nin insan envanteri ve hafızası tasfiye edilmiştir. Bu tasfiye yoluyla Beştepe’de odaklanan kimi mahfillerin vesayet sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile milliyetçi-muhafazakâr geniş kitlelerin samimi niyetleri ve iradeleri ipotek altına alınmıştır. Evvel üç kuşağın ulusal kıymetler ve demokrasi çabası ile kurulmuş AK Parti’nin kurucu insan ögesi ve yasaklarla, yolsuzluklarla, yoksullukla gayret başta olmak üzere temel siyasi pahaları tasfiye edilmiş; sonra da otoriter yolsuzluk tertibi ile yeni bir sistem inşa edilmiştir. Bilin ki bu takım ve paha tasfiyesi tamamlandıktan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kurucu başkanları de devre dışına çıkarılacaktır. Geriye bir kişiyi denetim etmek üzerinden bütün bir ülkenin denetim edilebildiği diktatörlüğe dönüşmüş bir iskelet kalacaktır. Korkun, silkinin ve kendinize gelin.
İTİRAF EDİYOR VE DAVETTE BULUNUYORUM: İkinci tarihi ikazım da AK Parti’nin birinci kongresinden bu yana planlı bir tasfiye ile kenara itilen yüzlerce geçmiş MKYK üyelerine, bakanlarına ve milletvekillerinedir. Gitgide maliyeti ve riski büyüyen bu tablodan hepimiz sorumluyuz. Beş yıl görevdeyken ve parti içinde bulunurken güç yozlaşmasına karşı, AK Parti’den ihraç edildikten ve Gelecek Partisi’ni kurduktan sonra geçen son beş yıldır da parti dışında ve muhalefette ülkeye giydirilmeye çalışılan bu otoriter mecnun gömleğine karşı kıt imkanlarla elinde gelen çabayı yapmaya çalışan bir kardeşiniz olarak hepimiz ismine itiraf ediyor ve davette bulunuyorum. Ortaya çıkan bu tablodan hepimiz sorumluyuz ve bu sorumluluğun gereğini yapmak üzere harekete geçmek zorundayız. Sahip olduğumuz imkanların cazibesi ya da bunları kaybetmenin korkusu bizi bu sorumluluktan alıkoymamalıdır. Allah, tarih ve millet güç yozlaşması yaşayan bu iktidar kadar bizi de sessizliğimiz hasebiyle hesaba çekecektir. Geçmişte AK Parti’de misyon yapmış ve bu sorumluluğu paylaşmış olan herkesi siyasi kimlik ve makam ayrımı gözetmeksizin bir ortaya gelmeye, istişare etmeye ve ortak adımlar atmaya davet ediyorum. Ramazan ayının rahmeti bunun için manalı bir fırsattır. Kendi adıma söylüyorum. Bu türlü bir ortak akıl yeri kurulması için hiçbir talebim ve ön koşulum yoktur. Gün küçük hesapların değil, milletin gelecek dertlerine karşılık oluşturacak büyük ülkülerin, kapsamlı vizyonların ve yeni siyasi iklim kurma uğraşlarının günüdür.”
(HABER MERKEZİ)
