Baba, cinsel istismardan 22.5 yıl hapis cezasıyla aranan dayıyı ihbar etti, kendisine dava açıldı
İSTANBUL – Denizli’de 2018 yılında evlenen Ö.D. ile T.D. çok geçmeden boşandı. Çiftin bugün 5 yaşında olan kız çocuklarının süreksiz velayeti anne Ö.D.’ye verildi. T.D. geçen yıl, eşinin kardeşi Mehmet Okur’un 2 çocuğa cinsel istismar suçlamasıyla 22 yıl 6 ay ceza aldığını öğrendi. Firarda olan Mehmet Okur’un kızıyla birebir konutta oturduğunu ve kızına yönelik şiddet uyguladığını ileri süren baba T.D., hem polise hem savcılığa başvurduğunu lakin firari Mehmet Okur’a yönelik bir süreç yapılmadığı üzere kendisi hakkında dava açıldığını belirtti. T.D., eski eşinin ailesinin adliyedeki tanıdıkları aracılığıyla Mehmet Okur’u koruduklarını ileri sürdü.
5 YAŞLARINDAKİ İKİ ÇOCUĞA İSTİSMARDA BULUNDU, 6 AYDA TAHLİYE EDİLDİ
Denizli’de 27 Temmuz 2013’te o periyot 32 yaşında olan Mehmet Okur, birebir sitede yaşayan komşularının 5 yaşındaki kız çocuğu E.M.D. ile birebir yaştaki erkek çocuğu İ.D.’yi oyun oynama mazeretiyle meskenine götürdü.
Çocuklar, ailelerine Mehmet Okur’un kendilerine cinsel istismarda bulunduğunu anlattı. Ailelerin şikayeti üzerine gözaltına alınıp tutuklanan Mehmet Okur 6 ay sonra, 27 Ocak 2014’te tahliye edildi. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kanıtların toplanmış olmasını tahliye münasebeti olarak gösterdi. Devam eden duruşmalar sonunda Mehmet Okur iki çocuğa da cinsel istismarda bulunduğu için 2017 yılında toplam 22 yıl 6 ay mahpus cezası aldı. ‘Cebir, tehdit yahut hile kullanarak kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ suçlamasından ise beraat etti.
YARGITAY BERAAT KARARINI BOZDU
Aileler, ‘cebir, tehdit yahut hile kullanarak kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ suçlamasından verilen beraat kararına itiraz etti. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi, Mehmet Okur’a verilen cezayı onarken beraat kararını da yerinde buldu. Belge bunun üzerine 2019 yılında Yargıtay’a taşındı.
Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, Mehmet Okur’un beraat kararını bozdu ve iki çocuk için 5’er yıl daha mahpus cezası verilmesi istemiyle yine yargılamaya karar verdi. Mayıs ayında yapılan birinci duruşmaya Mehmet Okur katılmayınca hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Mehmet Okur ekim ayındaki ikinci duruşmaya da katılmadı.
BABA T.D., DEVLETİN ‘ARADIĞI’ DAYININ FOTOĞRAFINI ÇEKTİ
Eski eşinin kardeşi olan Mehmet Okur’la ilgili tüm bu gelişmeleri geçen yıl öğrenen T.D., polisin ‘bulamadığı’ Mehmet Okur’un kızıyla tıpkı meskende yaşadığını belirterek şikayetçi oldu. T.D., eski eşinin meskeninin sokağında Mehmet Okur’un fotoğrafını çekerek savcılığa başvurduğunu lakin kendisi hakkında dava açıldığını şöyle anlattı:
“Ben 5 yaşındaki kızımın dayısı olan Mehmet Okur’un iki çocuğa cinsel taarruzda bulunduğu için mahpus cezası aldığını ve firari olarak arandığını geçen yıl öğrendim. Kızım doğduğundan beri dayısıyla tıpkı ortamda yaşıyor. Kızımızı 15 günde bir alıyorum. Bana dayısından bahsediyor. ‘Beni kucağına oturttu’ diyor. Kendisine şiddet uyguladığını da söyledi. Ben bu kişinin sokakta fotoğrafını çektim. Savcıya sundum. Fakat savcı beni suçladı. Ferdî bilgilerin korunması kanununu çiğnediğim gerekçesiyle benim hakkımda dava açtı. Onun yakalanması yerine bana dava açıldı.”
Mehmet Okur hakkında tekraren şikayette bulunduğunu fakat hiçbir süreç yapılmadığını belirten T.D. “Şahsın sözü dahi alınmıyor. Cinsel kabahatler ofisine şikayette bulundum. Kızımın fiziken ve ruhsal olarak muayene edilmesini istedim. Kızımı dövdü, şikayet ettim tekrar takipsizlik verildi” dedi.
AİLELERİN AVUKATI: 11 YILDIR ORTAMIZDA GEZİYOR
Mehmet Okur’un 10 Mayıs’ta başlayan tekrar yargılamasının akabinde Denizli Adliyesi önünde açıklama yapan mağdur ailelerin avukatı Fersu Ege Kandemir, şu sözleri kullanmıştı:
“Mahkeme, kendisinden tabir alabilmek ve daha sonraki basamaklarda tutuklama yapılabilmesi için yakalama kararı çıkarttı. Sanık şu an sabit ikametgah sahibi değil. Meskeninde bulunamadı, tebligatları ne elden ne muhtardan almamış, kendisine de ulaşılamıyor. Sanık net manada azılı bir hatalı olarak toplumun içerisinde saklanıyor. Geç gelen adaletin sonucu bu. 11 yıldır elini kolunu sallayarak sokaklarda, kamuya açık alanlarda, çocuk oyun alanlarında rahatlıkla gezen ve mağdurlarına bir yenisini daha ekleyen sanık adaletin karşısına çıkmadı.”
